Gönül gözü görmeyenin akıl gözü de görmez
Saliha Erdim 2024-02-12
İnsanın bilen anlayan ve gören bir kalbi vardır. Adımların arkasındaki güç odur. Koşanları koşturan güç odur, pes ettirmeyen odur. Bir insandaki derinleşmiş fikir yapısı, gönülle paralel hareket eder. Gönülsüz yapılan iş teknik, yüzeysel, vasat ve devamsızdır ya da devamı keyifsizdir. Ne zaman ki gönül iştirak eder, o zaman insan ne yaptığının farkını hisseder ve yürümez koşar hatta koşmaz uçar. Nerede yarım kalmış bir iş varsa, nerede bereketsiz ve zoraki bir ilerleyiş varsa, o iş gönül katılımı olmadan yol alıyordur.Yürek göze fer verir
Yürek, gelişmiş ve marifet kazanmış akıldır. Akıl ile yürek birlikte ve iç içedir. Akıl önce devreye girip yüreği de devreye dahil eder. “İçimden gelmiyor” sözü, aslında bu işi yaparken “Yürek desteğim yok” demektir. Yürek desteği aynı zamanda, istemenin en temel malzemesidir. Gönülsüz iş, her zaman yarım, her zaman coşkusuz, her zaman bereketsizdir. İnsanlar olarak bizler aklımız vasıtasıyla görür, kalbimizle fehmederiz. Duygularımızla oluşan gönül platformu, aklın ikna olmasıyla da ilişkilidir. Beynimizin “Niçin?” sorusuna verdiği anlamlı cevaplar, otomatik olarak gönül ile bağlantıya geçer. Bu aynı zamanda güçlü duyguların oluşması anlamına gelir.
İşi nereye bağlarsak oradan devam eder
İnsanı yürekten kuşatan tek unsur, dini duygu ve anlayışın sağlam temeller üzerine inşa edilmesiyle oluşur. İnanan bir insan için, “Bunu Allah (c.c) istiyor” denildiğinde, vücudun bütün sistemleri alarma geçer ve insanı bitmek bilmeyen bir yürek gücüne kavuşturur. Bunun diğer adı imandır. Gönlü evirip çeviren, bir kıvama getiren, istikamet ayarı kazandıran bir iksir gibidir. İnsanı ayakta tutan ve duruş kazandıran şahsiyet mayasıdır. İşlerin başlangıcını, devam ettirici etkenlerini ve sonucunu, Allah (c.c) ile ilişkilendirirsek, kişisel algıların yanılmasını en aza indirmiş oluruz.
Ölçüsü bozuk olanın ölçtüğü doğru olmaz
Gönül terazine ağır gelenler, ölçüyü şaşırmış olanlardır. Çünkü gönül onayından bağımsız ilerlemeler, aynı zamanda geri dönüşün sinyallerini verir. Velhasıl, bir işte gönül devrede değilse, o işin ruhu yok demektir. Ruhsuz her şey cansızdır. Robotik refleklslerle hayat ilerleyemez. İnsana ve hayata canlılık veren şeydir ruh. Aynı zamanda sevgidir, muhabbettir ve değerdir. Gözleri gördüren, kulakları işittiren, ayakları yürüten, velhasıl insanı insan gibi canlı ve coşkulu yapan muhteşem bir güçtür gönül. Hayatımızdaki her şeyin dengede ve doğru bir istikamette ilerlemesi için, gönlün işbirliğine ihtiyaç vardır. Gönlü beslenmemiş olanlar, hayatı cendere içinde yaşamış gibi olurlar. Hayatın coşkusu ve anlamı, gönül devrede olunca anlaşılır. Gönlümüzü beslemek ve meşru dairede mesul olduklarımızın da gönlünü beslemek, hayatın akışına anlam katmak için şarttır.
Yorum Sayısı : 0